Kullanıcıların birçoğu bilgisiyar ile Windows işletim sistemini özdeşleştirmiş bulunmakta. Her alınan bilgisiyarda da “default” olarak windows ailesinde bir işletim sistemi yüklü. Bu da kullanıcılar nezdinde Microsoft’un kreditibilesini ve gerçekten şimdiye kadar stratejik dönemlerde doğru karar almasına örnek teşkil ediyor. Yıllardan beri bunu çok iyi bilen Microsoft Co.‘da kullanıcıların bilgisiyar üzerinde işlerini kolaylaştırabilecek uygulamalara ve işletim sistemi güvenliği konularında oldukça yol kat etti. Çağımız bilgi çağı olduğundan ve artık bilişim firmaları kendi alanlarından başka işlerle uğraşmaya başlamarından olacak artık Microsoft Co.’da yazılım alanından başka ticari mecralara doğru yol almaya başladı. Bu alanların başında da enerji geliyor. 2050 yılında şu andaki enerji ihtiyacının 3 katı bir enerji ihtiyacı olacağı öngörülüyor. ( Daha fazla bilgi için:http://www.ensaa.eu/index.php/energy/98-energy-demand-in-2050.html) Bu da enerjiye yatırım yapan şirketlerin iştahını kabartıyor.
Microsoft’un Akıllı Binası
Microsoft’un kendi elektrik enerjisi santralini kurması fikiri ilk başlarda pek mümkün gözükmüyor. Zaten şu ana kadar işini karlılık üzerine kuran bir şirketten de beklenebilecek bir davranış değil. Kullanıcılar nasıl tüm dökümanlarına bulut sunucular üzerinden ulaşabiliyorsa (geçen haftalarda Türkiye’de de kullanıcı lansmanı yapılan : Office 365) Microsoft’da bunu kullanıcıların elektrik sayaçlarını yenileyerek yapmak istiyor. Bu da akıllı sayaç “smart meter” sayaçlarla yapılıyor. Sayaçların enerji logları sunucu merkezlerinde tutuluyor. Kullanıcının o anda tost mu yaptığı yoksa duş mu aldığı bilinebiliyor. Akıllı sayaçlara uzaktan erişim imkanı da verildiğinden dolayı enerji hattında bir sorun olduğunda, bunun hangi evleri etkilediği, kullanıcıların ortalama elektrik enerjisinin bilindiğinden dolayı da bölgesel bazda daha sağlıklı enerji temini gibi artıları da bulunuyor. Hatta ilerde yenilenebilir enerjiler kullanımının artmasıyla internet üzerinden komşumuza elektrik enerjisi satabilecek duruma gelebileceğiz. Tabi iyi bir pazarlık yapmak kaydıyla :) Bu projenin adı 2011 yılının sonlarına kadar Microsoft Hohm projesi adı altındaydı. Microsoft bu projeyi daha geliştirerek “environment” adı altında başka bir projesini sundu işin üzücü olan tarafı şimdilik Hohm projesi askıda kalmış gibi duruyor. Microsoft bununla ilgili bir açıklama yapmadı ama bulut bilişim sistemleriyle elektrik enerji kullanımını azaltma, datacentarlarda elektrik enerjisi tasarrufu gibi kullanıcılara önerilerde bulunuyor.
Microsoft Hohm Projesi
Kullanıcılar bu anlatılan teknolojilerden pek haberdar olmasa da aslında bunlar ilerdeki bulut bilişim mimarisinin de temellerini oluşturuyor. İnsanların doğar doğmaz sahip olacakları ve her yerden erişebilecekleri bir dizinleri olması planlanıyor. Kullanıcı bilgileri “user identity” büyük oranda da nasıl olacağı Facebook sayesinde biraz daha netleşti. Bu dizinin içinde kullanıcının faturaları, banka hesap bilgileri gibi şu anda dolaylı olarak sunuculardan yararlandığımız herşey tek bir sunucu dizininde birleşecek. Gelecek yıllar bilişim dünyası açısından daha heyecanlı ve rekabetçi yapıya dönüşeceğini gösteriyor. Ayakta kalacak bilişim firmalarının bulut bilişime yatırım yapan insan kaynaklarını o yönde değerlendiren şirketlerden çıkacağını düşünüyorum. Sanayi devrimini kaçırdık, bilişim treninde son vagondayız. Şirketlerimizin bulut bilişim sektöründe iddialı olmaları gerektiğini ve ülkemizde sunucu tarlaları kurulması gerektiğini düşünüyorum.
Referanslar
http://www.ensaa.eu/index.php/energy/98-energy-demand-in-2050.html
www.microsoft.com/environment
http://www.optimumenergy.com/microsoft-hohm-review/
Yorumlar (2)