4

Bu makalemizde bir çok kişinin kafasında soru işareti olan iki soruya cevap bulmaya çalışacağız. Bu sorulardan ilki yeni bir bilgisayar almak isteyenlerin “acaba bilgisayar yerine table mi alsam?” diğeri ise “ipad mi? Yoksa Android mi?”

Bu sorular bir çok kişi için içinden çıkılmaz bir hal almakta. Çünkü çevremizdeki insanlarda, internette bir çok forumda o kadar gerekli gereksiz bilgi varki, bir çoğumuz bilgi okyanusu içerisinde nereye gideceğini şaşırmış olarak oradan oraya savrulup durmakta.


Bu makalede bu sorulara cevap araken tabiki bir takım istatiksel verilere dayanacağız fakat burada sizlerle her iki ürün grubunu kullanmış ve test etmiş biri olarak nacizane deneyimlerimle yol göstermeye çalışacağım. Çünkü bir çok istatiksel veri bir takım sorulara cevap verirken, iş kullanılabilirliğe geldiğinde, yani teorikten pratiğe geçtiğimizde farklı sonuçlar doğurabiliyor.

Neden ipad ve android arasında bu makaleyi size sunduğuma gelince, elbette bir çok üreticinin farklı işletim sistemlerinde tablet ürünleri bulunmakta. Ancak bu iki ürün kullanıcı kitlesi ve kullanılabilirlik olarak  karşımıza sık bir şekilde çıkmaktadır.

Dilerseniz ilk sorumuzdan yola çıkarak kafamızda ki cihaz seçimini netleştirelim.

Laptop mı yoksa tablet mi ?

Gerek iş gerekse özel yaşantımız olsun artık hayatımızda mobilite oldukca önemli. Artık işe giderken yolda, seyehate giderken otelde, evimizde yatağımızda dizimizin üzerinde yani her yerde online olmak zamanımızda çok uçuk, gereksiz istekler değil. Zamanımızın büyük bir bölümünü sanal ortamlarda geçirir hal aldığımız bu günlerde teknolojiye bağlılık oldukca artmakta. Piyasada bulunan notebookların bir çoğu, üç aşağı beş yukarı aynı kalitede hizmetleri bizlere sunmakta. O nedenle tercih yaparken ben daha çok kullanım alışkanlıklarımıza göre sizlere yön vermeye çalışacağım.

Öncelikle şunu belirteyim, hiçbir tablet şuanki durumuyla bir notebook’un yerine geçmiş değil. Çünkü bilgisayarımızda sıklıkla kullandığımız bir çok programı tabletlere entegre etmek mümkün değil. Özellikle iş hayatımızda kullandığımız bir çok mesleğe özgü programı halen sadece windows tabanlı Pclerde çalıştırabiliyor oluşumuz bizim cihaz seçimimizde öncelikli kriterimiz olmalı. Yani işiniz ile ilgili olmazsa olmaz bir programınız varsa eğer öncelikle o programın tabletlerde muadili bir yazılım olup olmadığına bakmanız gerekiyor.

Eğer böyle bir zorunluluğunuz yoksa ikinci önemli kriter taşınabilirlik olmalı. Eğer ki taşınabilirlik sizin için önemli ise, ben nerede bilgisayarım orada olması lazım diyorsanız tabletler sizin için ideal cihazlar olacaktır.

Burada yeni hayatımıza girecek olan bir ürün gamından bahsetmek istiyorum ki onlarda ultrabooklar. Eğer hem kullanmak istediğiniz özel bir program hemde taşınabilirlik sizin için vazgeçilmez ise ultrabooklara göz gezdirmenizi tavsiye ederim. Çünkü yeni çıkan bu ürün ultra hafif, ultra performanslı, ultra hızlı, ultra batarya ömrü  ve ultra ince olarak karşımıza çıkmakta. Windows tabanlı oluşuda şuanki bilgisayar alışkanlıklarınızdan vazgeçmeden her yerde dilediğinizde kulanım özelliği sunmakta. Ayrıca dokunmatik ekran desteği ile de tabletlerden farksız olarak sizlere farklı deneyimi sunmak için bekliyorlar.

Bilgisayar başındayken ağırlıklı olarak web’ de sörf, kurumsal yada özel mail alıp – göndermek, facebook, twitter gibi sosyal ağlarda arkadaşlarımla iletişime  geçmek ile multiplayer yada singleplayer  oyun keyfinden ibaret bir kullanım yapıyorsanız işde o zaman size tavsiyem bir an önce size en uygun tableti edinmeniz. Cebinize bile sığan tablerlerle, uzun ömürlü bataryalarıyla, dokunmatik teknolojilerinde ki hassaslığı ve tasarımlarında ki şıklıklarıyla sizleri cezbeden bu cihazlar, kullanım alışkanlıklarınız dışında her an her yerde ulaşabileceğiniz ve yüzbinlerce uygulamalarıyla dolu  marketleriyle anlık ihtiyaçlarınızda bile indir- kur – çalıştır basitliği ile heran sizi asiste eden ve banka, hastane kuyruğu gibi geçmeyen boş vakitlerinizde size yoldaş olmaya hazır  beklemektedir. Kilolarca ağırlıkta ki laptoplarınızı evinizde masa üstünüzden ayırmayan sizler En ağırı 500 – 600 gr olan bu cihazları çantanızdan ayırmayacağınıza garanti verebilirim. Çünkü ben ilk notebook’umu aldığımda ilk hevesle çantamda okuluma götürken, gün geçtikce bataryası, kablosu ile 3- 5 kiloyu bulan bu cihazımı masa üstü laptop’ ı olarak terfi ettirmiş, verdiğim onca parayla en baba masa üstü bilgisayarı alabilecek olmanın muazzam keyfiyle! Gözüme bata bata kullanmıştım. Ama tabletimi aldığım günden bu yana beni her ortamda asiste etmesi ve hayatımı kolaylaştırması nedeni ile verdiğim her kuruşu  hakkettiğine inanıyorum.

Notebook ile tablet arasında kalan okuyucularımızı bir nebze olsun aydınlattığımız umuduyla diğer sorumuzun cevabını vermeye çalışmak istiyorum.

Ipad mi? Android mi?

Neden onca tablet varken, ipad ile android ile makalemizin zeminini oluşturduğumuzu yazımızın başında söylemiştim. Şunu belirtmek isterim ki ipad ile ilgili verilen bilgilerin çoğu ipad2 modeli baz alınarak verilmiştir. Ayrıca yazımızda cihazların işlemcileri, donanım özellikleri vs gibi bir çoğunuzun ilgilenmediği özellikleri ile kıyaslama yapmaktan çok kullanım özellikleri ile hangi cihaz kim için uygun onun değerlendirmesini yapacağız. Sanırım ki bu formatta bir kıyaslama ilk olarak bu yazımızda yapılacaktır.

Ipad, Apple’ın bir ürünü olarak ilk çıktığında teknoloji çevresinde iphone’un yaptığı etkiyi yaparak milyonlarca kişiye ulaşması çok da zaman almamıştı. Bunun en büyük nedeni tablet kavramının çoğu kişi tarafından bilinmediği ancak hissedilmese de ihtiyacın belirgin olarak ortaya çıktığı çok doğru bir zamanda Apple’ın çıkardığı bu ürün, bir çok kişinin isteyipte kavramsallaştıramadığı ihtiyaçlarını bir çırpıda gidermişti. Bu ürünle birlikte rakip üreticilerde tabiki tablet ürünlerini ortaya koydular. Tabi ki iphone’da olduğu bir çoğu ürün ipad’in yanına bile yanaşamadan ölüp gitti. Ta ki Google android işletim sistemi ile iphone’ un tahtını sallamaya başladığı gibi tablet piyasasına girmesiyle de bu yarışda tek başına olmadığını göstermiş, tablet kulvarında da ipad’in bir boy arkasından takip eder hale gelmiştir.

Karşılaştırmamıza başlarken dilerseniz hangi başlıklar altında bu iki ürün ailesini değerlendireceğiz onu belirtelim.

–          İşletim sistemleri

–          İnternet deneyimleri

–          Donanım desteği

–          Market ve uygulama desteği

 

İşletim sistemlerine göre Ipad ve Android Tabletler

Bir çoğumuz artık biliyor, ipad IOS (iphone işletim sistemi) tabanlı, bir çok marka altında sunulan Android Tabletlerde Google’ un Android işletim sistemi tabanlı tabletlerdir. Hemen her yerde temel ayrım olarak IOS kapalı, android ise açık kod tabanlı işletim sistemidir. Ancak bir çok kullanıcı yada kullanıcı adayı için bu çok birşey ifade etmez. Bu nedenle işletim sistemleri yönünden karşılaştırmamıza bu iki farklı sisteminin kullanabilirlik ve sunduğu faydaların ağırlık noktalarınca değerlendirmeye çalışacağız. Benim kendi tecrübelerim doğrultusunda ben bu iki sistemi şu şekilde ifade etmekteyim. IOS uygulama tabanlı bir işletim sistemi, adroid ise web tabanlı işletim sistemidir. IOS için uygulama tabanlı dememdeki maksat, iphone’da yada ipad’ de bir şey yapmak istiyorsanız istemiş olduğunuz fonksiyonu size sunan bir uygulamayı indirmeniz ve kurmanız gerektiğidir. Bu işletim sisteminde uygulama kurmadan ham haliyle ele aldığınızda aslında size çok fazla bir şey sunmaz. Yapacakları sınırlıdır. Ancak uygulama dükkanı App Store yada iTunes’dan uygulamalar indirmeye başladığınızda bu cihaz bambaşka bir şekil alabilmekte. Örnek vermek gerekirse ipad içerisinde safari internet tarayıcısından www.facebook.com adresine girip oturum açtığınızda Facebook’ un sohbet özelliği gibi bir çok özelliğini kullanamayabilirsiniz. Ancak Facebook uygulamasını app store’dan indirip kurduğunuzda facebook’un tüm özelliklerini aktif halde kullanabilir duruma gelebiliyorsunuz. Yada hiç bir uygulama yüklemeden bilgisayarınızdaki bir word, excel dosyasınızı, itunes programını bilgisayarınıza kurmadan yada ipad’inize ilgili uygulamayı indirmeden ipad yada iphone’nunuza alamazsınız. Ya da  dosya transferi için oldukca yaygın kullanılan bluetooth özelliğini uygulama kurmadan kullanamazsınız. Apple buna izin vermez.   Bu bazı kullanıcılar için sorun teşkil etmezken, teknolojiye yatkın olmayan bir çok kullanıcı için büyük sorun olabilmektedir. Özetlemek gerekirse Ipad yada iphone’ nunuz da uygulama yoksa sizi çok sınırlı bir dünya beklemekte. Yalnız şunu belirtmekte fayda var ki IOS için düzenlenen uygulamaların kalitesi, hemen hemen her ihtiyacınıza göre uygulamanın bulunabilirliği ve her uygulamanın cihazınızda sorunsuz çalışabilmesi başlı başına IOS tercihi için bir nedendir diyebilirim.

Android işletim sistemine gelince, bu sisteme web tabanlı dememdeki en büyük sebep Google. Android’in üreticisi Google kendi işletim sistemini oluştururken kendi uzmanlık alanı olan web teknolojisini android’de temel yapmış, web tarayıcısını kişisel bilgisayarlarınızda ki tarayıcılar kadar fonksiyonel kullanmazı sağlamıştır. IOS’ daki facebook örneğinden yola çıkarsak, facebook uygulamasını android’e kurmasanız bile android tarayıcısından www.facebook.com adresine girerek hemen hemen tüm işlemleri bilgisyarınızda olduğu gibi yapabilmenizi izin vermiştir. Web tarafındaki farklılıkları “internet deneyimleri” başlığında daha ayrıntılı inceleyeceğimiz için fazla detaya girmiyorum.

IOS’da tam bir uzman kullanıcı deneyimi gerektiren bilgisayardan dosya aktarım olayı android tabletlerde oldukca kolay olması IOS’ a göre tercih edilebilir nedenlerden biridir. Yığın depolama modunu aktifleştirdiğinizde kablo ile bilgisayara bağladığınızda usb bellek gibi bilgisayarınızda tanınıp, sürükle bırak yöntemi ile tüm dosyalarınızı kolaylıkla tabletinize aktarabiliyorsunuz. Bluetooth desteğinin amaca uygun olarak kullanıma açılmış olmasıda diğer artılarından birisi. Ayrıca ipad’de yapamadığımız değişitirilenbilen tema, kişiselleştirilebilir ana ekranlar gibi özelliklerde bazı kullanıcılar için sıradanlığı bitiren unsurlar olduğundan ayrıca tercih sebebi olabilir.

Ipad’de app store ve itunes uygulama marketlerinden bahsetmişken tabiki de android’ in de kendi zengin içerikli Android Marketi bulunmakta ve aradığınız bir çok uygulamayı kolaylıkla indirebilirsiniz. Bu konuyu “ Market ve Uygulama Desteği” başlığı altında detaylı bir şekilde ele alacağız.

İnternet Deneyimleri

Webde sörf yapmak kıyaslama konusu olunca android tabletlerin bu konuda üstünlüğünü kimse yadsıyamaz. Tabi belirtmeliyim ki bu deneyimden kasıt cihazların içerisinde bulunan web tarayıcları üzerinden yapılan değerlendirmelerdir. IOS tarayıcı olarak safari’ yi kullanır ve safari temel olarak alt yapıda çok az web protokülüne destek verir. Safari ile web sitelerinde gezintiye çıktığınızda bir çok web sitesindeki animasyon, video ve uygulamayı çalıştıramazsınız. Çünkü yapı olarak web sayfasının altında çalışan bir çok eklentiye izin vermez. Ipad’inizle bazı sitelerde sorunsuz olarak video izlerken bazılarında izleyemez, bir çok web uygulamasını çalıştıramazsınız. Bunu temel nedeni her sitenin farklı kod yapılarınca hazırlanmış olmasıdır. Safari ile HTML5 ve Microsoft’un yakın zamanda sunduğu destek ile silverlight teknoloji ile hazırlanmış sayfalarda sorunsuz deneyim yaşarsınız. Ancak eğer girdiğiniz site Adobe Flash Player kodlaması ile hazırlanmışsa safari üzerinden o sitede hiçbir şey yapamazsınız. Bu da kullanıcıların webdeki özgürlüğünü etkileyen en önemli faktörlerden biridir.

Android ise hemen hemen tüm web kodlamalarına destek verir. Bu nedenle android’in internet tarayıcısı üzerinden yaptığınız web deneyimi size bilgisayarınızı aratmaz. Videoları izlerken, web sayfalarında ki uygulamaları çalıştırırken size hemen hemen hepsinde sorunsuz olarak kullanım olanağı sağlar. Hemen hemen tüm bankaların intenet bankacılığı uygulaması, animasyona dayalı gösteriler hatta bir çoğumuzun boş zamanlarında oynamaktan vazgeçemediği oyun sayfalarında ki tavla oynunu bile android tabletinizle yapabilirsiniz.

Bir çok ipad – android hız testlerinde ipad’in sayfaları daha hızlı açtığı yönünde tespitler yapılmakta. Sanırım bu tespitler bizlere aktarılırken gözden kaçan şu noktayı burada söylemekte fayda var. Android tarayıcısından bir siteye girdiğinizde o web sitesinin altında çalışan bir çok eklentiyi çalıştırıp bize hazır hale getirmek zaman alıyor diye düşünmeden edemiyorum.

Donanım Desteği 

Destekledikleri donanım ve aksesuarlar açısından cihazları kıyasladığımızda hangisinin daha avantajlı olduğuna siz karar vereceksiniz.

Ipad donanım yelpazesi olarak size geniş ve oldukca şık  aksesuarlar sunabilmekte. Kullanım detaylarına bakarak bu aksesuarları inceleyelim.

iPad Smart Cover ; çok şık ve kullanışlı, oldukca pratik ve hafif bir kapak olup ipad’ in şıklığına şıklık katarak koruyan bir kılıf. Ucundaki mıknatıslı tutacakları ile ipad’ e kendi tutunan ve istenince hemen çıkartılan ve kıvırarak ipad’in altına koyduğunuzda da masa üzerinde uygun çalışma eğimi veren bir desk halini alabiliyor. Gerçektende tasarım harikası bir ürün.

iPad Camera Connection Kit; bu aparat ile usb kablo bağlantı kiti ile video kameranızdaki, SD Card Reader’ı ilede hafıza kartınızdaki video ve resimlerinizi ipad’inizde görüntüleyebiliyor, ipad’ e alabiliyorsunuz. Buraya kadar herşey güzel fakat burada bir nokta varki bu da sd card reader ile hafıza kartınızı taktığınızda ipad sadece resim ve video dosyalarınızı okuyabiliyor. Office dosyalarınız gibi farklı formattaki dosyaları alma imkanınız bulunmuyor.

Apple TV; ile ipad ve smart tv’nizi birbirine bağlayarak, AirPlay teknolojisi ile  wireless bağlantısı kullanıp videolarınızı, favori bağlantılarınızı, sevdiğiniz oyunların görüntülerini TV’ nize aktarabiliyorsunuz.

Apple Digital AV Adapter; bu donanım ile ipad ile HDTV’nize HDMI bağlantı sağlayarak ipad’inizin tüm ekranını TVnize aktarabiliyorsunuz.

Apple Wireless Keyboard; bluetooth teknolojisi ile ipadinize bağlayarak fiziksel klavye rahatlığını kullanabilirsiniz.

Daha bir çok aksesuarı olan ipad’in en can alıcılarını sizlerle paylaştıktan sonra sıra android tabletlerin donanım desteğine geldi.

Yalnız burada android tablelerin tek bir üreticisi olmadığı için bir çok üretici firmanın farklı modellerde aksesuarları olması. Ama android işletim sistemi aynı olması bu aksesuarların tasarımı farklı olsada işlevleri aynı olmasını sağlamaktadır. Ben uzun süre Samsung Galaxy 10.1 tablet kullandığım için burada bahsettiğim donanımlar bu cihaza ait ürünler olup kılıf, ekran koruyucu gibi genel ürünlerden çok can alıcı ürünleri sizlere aktaracağım.

Usb connection Kit, ile android tabletinize flash diskinizi takıp içeriğindeki tüm dosyaları okutabiliyorsunuz. Evet ipad’de sadece video ve resimleri aktarabilmek için kullanırken, android usb kitin kullanım amacı oldukca geniş. O kadar geniş ki kendi kablosuz mouse’umun usb aparatını bu connector’e baladığımda oldukca rahat bir şekilde tablette mouse’umu kullanabildim.

HDMI Connection Kit; aparatı ile tabletinizi HD Tvnize bağlayabiliyorsunuz.

Keyboard Dock, ürünü benim için tabletin en çok hoşuma giden ve en kullanışlı aksesuarı diyebilirim. Çünkü bu aparata tabletinizi yerleştirdiğinizde çok şık bir netbook görünümüne sahip olurken kullanımı sırasında şarj olması, ayrıca üzerinde gömülü olan usb connector’ü sayesinde usb mouse’unuzu takıp çok rahat bir kullanım sağlayabiliyorsunuz. Ofisinizde yada evde kullanırken bu aparat size oldukca keyif vereceğine eminim.

Genel hatları ile donanım desteğine baktığımızda ipad ve androidin kullanışlılığı birbirine benzesede, kullanıcı gereksinimlerini karşılamak adına android biraz daha öne çıkıyor gibi gözükmekte.

Market ve Uygulama Desteği

Yazımızın bu bölümü tercih yapacaklar için en can alıcı nokta diye düşünüyorum. Çünkü uygulama pazarının çok gelişmesi, bir çok işlem yapmak için uygulamaları kullanmaya zorunlu oluşumuz, market içeriğinin geniş olmasını zorunlu hale getirmiştir. Yazımızın başın ipad için uygulama tabanlı dediğimizi tekrar hatırlatmak isterim ve ipadin uygulama mağazası app store’ un nedenli geniş bir yelpazeye sahip olduğunu, android’in ise Android Market’ inin Apple’ ın marketinden hiçde geri kalmadığını söylemek isterim. Yazımızın şimdiye kadar ki bölümünde benim kişisel düşüncelerim ağırlıklı olarak paylaşımda bulundum. Ancak iş uygulama sayısı ve market içeriği olunca biraz istatiksel ve rakamsal araştırmalara kulak vermenin gerekliliğine inanıyorum.

İphone ilk çıktığında hatırlıyorum ki bir çok kişi bu nasıl telefon, içerisinde bluetooth bile yok, onca para sırf dokunmatiğe verilirmi diye serzenişde bulunduğunu, bu konuda yazılar yazıldığını hatırlıyorum. Çünkü o zamanlar app (application) mantığı kafamıza yerleşmemişti. Ancak Apple iphone ile birlikte arkadan ona destek verecek marketini kurduğunda kısa zamanda uygulama sayısı yüz binlere ulaşmıştı. Öyleki android’in çıktığı 2008 yıllarınının sonunda App Store’da 225.000 uygulama varken, bu sayı Android Markette 70.000 civarıydı. Daha hedef kitlenin uygulama alışkanlığının başlamadığı bu yıllarda bu adette uygulamanın olması, Apple ile Google’ın ne kadar ileri görüşlü bir politika izlediklerinin ispatıydı. Öyleki Uluslar arası teknoloji araştırma şirketi Gartner’ın tahminlerine  göre 2014 yılında 185 miyar uygulama, uygulama dükkanlarından indirilmiş olacak. Bu rakam kasım 2011’ e kadar sadece android marketten indirilen uygulama sayısının 10 milyar olduğu gerçeği ile birleşince hiçde abartı olarak gözükmemekte.

İşde uygulamaya bugün bu kadar önem veren bir tüketici ile karşı karşıyayken üreticilerde marketlerinin içeriği ile ilgili boş durmayıp devamlı içeriği artırma gayretinde bulunuyorlar. Bu durumda aklımıza gelen ilk ve tek soruyu getiriyor “kimin ne kadar uygulaması var?”

Mayıs 2011 itibariyle yapılan araştırmada App Store’ da 50.409’ u ipad için optimize edilmiş iphone uygulamasıyla beraber toplamda 90.380 adet ipad uygulaması varken 475.000 iphone uygulaması bulunmaktaydı. Bu tarihlerde android için bir araştırma sonucu elimize geçmediği paylaşımda bulunamıyorum.

Eylül 2011’ e geldiğimzide ise Research2guidance Pazar araştırma şirketinin  yayınladığı rapora göre android market 600.000 den fazla uygulama başvurusu almış  ve %37’sini geri çekip 315.000 uygulamasını marketinde  kulllanıcılarına sunmuştur. Apple ise 600.000 den fazla başvuru almış ve % 24’ üne onay vermeyerek 456.000 uygulama sayısı ile kullanıcılarına hizmet vermektedir. Tabi bu adetleri araştırma şirketlerinden edinebiliyoruz,  zira ne Apple nede Google uygulama adetleri konusunda net açıklama yapmaktan kaçınmaktadırlar. Görüldüğü üzere iki markette hemen hemen birbirine yakın adetlerde uygulamayla kullanıcılarına hizmet sunmaktadır. Burada dikkat çeken bir nokta iki markada aynı adetlerde uygulama başvurusu alırken Google uygulamaların %37 sini geri çekiyor, Apple ise yayınlamadan onay bile vermiyor. Bu farklılık iki firmanın market yapısının farklı olduğunu göstermekte. Dilerseniz bu farklılığın nedenlerine bir göz atalım.

App Store kapalı sistem, Android Market ise açık sistem olarak hizmet görmektedir. Kapalı sistemde, bir uygulama geliştirici uygulamasını yazdığı zaman Apple’a başvuruda bulunur. Apple o uygulama talebini alır ve inceler, uygulamanının kullanım amacı, hedef kitlesi, iphone yada ipad ile herhangi bir uyum problemi yaşar mı? Kontrolünü yaptıktan sonra yayına sokar yada red verir.

Kapalı sistemde uygulamalar tek bir merkezden kontrol edildiği için ve uygun olup olmadığı tamamen Apple’ın kanatinde olması nedeniyle eleştiri konusu olurken, iyi bir tarafı yayınlanan uygulamanın sorunsuz olarak ipad yada iphone’nunuzda çalışacağı garantisidir.

Açık sistemde her geliştirici kendi uygulamasını yazıp markette yayınlayabilir. Yani uygulama geliştirici uygulamasını hazırlar uygulamasını merkezi bir süzgeç olmadan yayınlayabilir. O uygulama ile ilgili kötü bir geri dönüş, şikayet olduğunda ilgili ekipler uygulamayı inceler ve gerek görülürse geri çekerek uygulamayı sistemden kaldırabilir.

Android için uygulama yazan geliştiriciler için  en büyük problem,  10 adet android işletim sistemi sürümü olması (1.0, 1.1, 1.5,1.6, 2.0, 2.1,2,2,2,3, 3 ve yeni çıkan 4) ve 60 dan fazla cihaz ile farklı üreticilerin olması. Farklı ekran çözünürlükleri, farklı donanım özellikleri gibi uygulama uyumsuzluğuna neden olacak bir çok faktör uygulama geliştiricilerini zorlamaktadır. Aynı sorun son kullanıcılarda yaşamaktadır. Zira bir cihazda sorunsuz ve mükemmel çalışan bir uygulama farklı bir cihazda android sürümleri aynı olsa bile hata verebilmektedir. Apple’da bu durum böyle değil. Şu anda 5 adet iphone modeli bulunuyor ve hepside geriye dönük olarak birbirini destekliyor. Bu durum uygulama geliştiriciler için uygulama yazmak adına mükemmel bir platform ortaya koyuyor. Ve kullanıcılar biliyor ki indirdikleri uygulamayı hiçbir sorun yaşamadan kullanabilecekler.

İki market arasında ki son değerlendirmeye marketlerde bulunan uygulamaların ücretli ve ücretsiz uygulama adetleri ile ilgili. Yapılan araştırmada eylul 2011 tarihi itibariyle Apple Store’da % 67 ücretli uygulama bulunurken, %33 ücretsiz olarak yayına sunulmuştur. Android markette ise uygulamaların % 57 ücretsiz, % 28’ i ücretlidir. Bir çok ipad yada iphone kullanıcısının para vererek aldığı uygulamaların bir çoğunun, android kullanıcısı tarafından ücretsiz olarak kullanılması, tercihlerinizi etkileyecek bir faktördür diye düşünüyorum. Burada şu bilgiyide vermek isterim ki yakın zaman önce Google ücretli uygulamalarını Türkiye marketinde yayınlamaya başlaması, uygulama kalitesinide artırmış android kullanıcılarına daha kaliteli, daha fonksiyonel uygulamarın sunulmasını sağlamıştır.

Yazımızla ilgili genel bir toparlama yapmak gerekirse, ipad tasarımı, şıklığı, performansı ve marka kalitesi ile göz doldurmakta. Yalnız uygulama olmadan potansiyel gücünden yoksun oluşu, bir bilgisayar yada laptop muadili olamayışı, kişiselleştirilebilir menüden yoksun oluşu, android markette ücretsiz olan bir çok uygulamaya ücret ödeyerek sahip oluşunuz satın almak için bir kez daha  sizi düşündürecek unsurlardır.

Android tabletlerde ise hiç bir uygulama yüklemeden bile bir çok konuda size destek sunması, web sayfalarında gezerken uygulama ve animasyonlarda sorun yaşamayışınız, android markette bir çok uygulamaya ücretsiz sahip olabilmeniz ve değişik marka üreticilerin sunduğu değişik tasarımda ve donanım özelliğinde cihazlara sahip olabilmeniz artılarıyken, uygulama performansında bazı uygulamalarda sıkıntı yaşamanız en büyük dezavantajı diyebilirim.

Umarım bu yazımızı okuduktan sonra hangi cihazı seçeceğinize karar verir duruma gelmiş olursunuz. Konu ile ilgili görüş, düşünce ve sorularınızı form sayfamızdan bizlere iletebilirsiniz.

Bu konuyla ilgili sorularınızı alt kısımda bulunan yorumlar alanını kullanarak sorabilirsiniz.

Referanslar
geeknizer.com
nytimes.com
scribd.com
gartner.com
store.apple.com
market.android.com
mobiletor.com

Bu İçeriğe Tepkin Ne Oldu?
  • 0
    harika_
    Harika!!
  • 0
    be_enmedim
    Beğenmedim
  • 0
    _ok_iyi
    Çok iyi
  • 0
    sevdim_
    Sevdim!
  • 0
    bilemedim_
    Bilemedim!
  • 0
    olmad_
    Olmadı!
  • 0
    k_zd_m_
    Kızdım!

Burak Ceylan 1981 yılında Sivas'da doğdu. 1998 yılında öğrenimine başladığı İstanbul Üniversitesi Sualtı Teknolojisi Bölümü, bilgisayar ile olan tanışıklılığında bir dönüm noktası oldu. MCSE:2003 sertifikasına sahip olan Burak Ceylan şu an özel bir kuruluşta Teknoloji Uzmanı olarak çalışmaktadır.

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Tıklayın, üyemiz olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi siz olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (4)

  1. 27/12/2011

    Muhteşem bir değerlendirme ellerinize sağlık…

  2. Bomba bir değerlendirme Burak, bu tarz dolulukta bir içeriğin Türkiye de hatta Global’de hiçbir Web sayfasında olmadığını da kolaylıkla söyleyebiliriz. Ellerine saglik.

  3. Gerçekten faydalı bir makale olmuş. eline sağlık kardeşim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir